29.05.2010

şiirler

edgar allan poe

yukarda, göklerin derinliğinde

söyleşen melekler arasa ne kadar

en ateşli aşk sözleri içinde

"anne"den kutsal bir söz bulamazlar


budalaca şeyler söylenmesin

odan karanlık, yatağın dar denmesin


senin ve benim dışımda

durdum baktım, birden her şey kayboldu

bu bahçe büyülüydü anılarımda

donuklaştı sedef parıltısı ay'ın

dolambaçlı yollar, yosunlu sıralar

çiçeklerin kıvancı, gözü yaşlı ağaçlar

artık görülmüyorlar

kutlu havanın kollarında

öldü kokusu güllerin

her şey -her şey soluk verdi, senin dışında

en az soluk yok senden

gözlerinin ilahi parıltısı dışında

kalkmış gözlerinin parıltısı dışında

gözlerini görüyordum yalnızca

her şeydiler benim için

gözlerini görüyordum yalnızca

yalnızca gözlerini saatler boyunca

gözlerini görüyordum ay batınca

nice vahşi sevda öykülerini kazıyormuş gibiler

kutsal uyduların kristaline


bırak son bir kez öpeyim alnından

seni terk etmek üzere olduğum şu an

bir gerçeği söyleyeyim giderken

haklıydın "günlerin bir rüya" derken

ama kanatlanıp çekip gittiyse

umut bir gecede ya da bir günde

bir hayal uğruna, bir hiç uğruna

büsbütün kayboldu denir mi buna

gördüğümüz, göründüğümüz veya

her şey rüya içindeki bir rüya


yürek küle döndü ve ağırlaştı

yapraklar üzgündü ve de donuktu

haykırdım: "kuşkusuz aylardan da ekimdi

geçen yılın bu aynı gecesinde

yolcuydum, gelmiştim buralara dek

uğursuz bir yük taşıdım buralara dek

yılın bütün gecelerinden bu gece

hangi iblis tuzak kurdu bana sinsice


acılı bir dünyadaydım

tek başımaydım

bir suydu ruhum durgun ve ürkek


bazı nitelikler var, bazı cisimsiz şeyler

özellikleri iki, yaşamları ikidir

kimi maddeden türer, kimi ışıktan türer

kimi somut, katıdır, kimi soyut, gölgedir

çift yüzlüdür sessizlik; deniz, kıyı; gövde, ruh

bir yüzü hafif yeşil tenhalarda oturur

saltanatlı insanlar, silik anımsamalar

gözyaşının bilimi onu dehşetten korur


en güçlü yüreklere buyuranlar bizleriz

tüm devce zihinlerde taht kuranlar bizleriz

solgun taşlarız ama asla güçsüz değiliz