sevan nişanyan
benim mustafa kemal'le çok fazla bir derdim yok. mustafa kemal'i siyasi olarak eleştiririm hatta yaptığı işlerin birçoğu yanlıştır. fakat kişi olarak benim saygım vardır, parlak bir insandır. böyle parlak insanlar dünyaya az gelir. böyle adamlara hayran olmak gerekir. her devlet dairesinde mustafa kemal'in bir fotoğrafı olmasaydı ya da her meydanda heykeli olmasaydı, gerekirse mustafa kemal'i savunan bir kitap da yazabilirdim. mustafa kemal benim için bir trajedi kahramanı ve büyük bir siyasi dehadır. büyük bir maceraya girişmiştir, bu macerada yaptığı işlerin çoğu kötü sonuç vermiştir, iyi olmamıştır türkiye için. fakat bu bir şeyi değiştirmez.
kötülenen bir kişi olan ııı. richard hakkında nasıl ki trajedi yazabiliyorsa shakespeare, mustafa kemal hakkında da bir trajedi kahramanı olarak bir eser yazılabilir. o ayrı bir mesele. şu anda bizim sorunumuz şudur: bu çürümüş sistemin emniyet pimidir mustafa kemal. onun tanrısıdır, onun simgesidir, onun ideolojik kilididir. bu kilidin kırılması gerekir.
seksen yıldır türkiye'nin kapısının önündeki ağaca tüneyen, bürokrasinin tanrısıdır. bürokrasinin her odasında o tanrının bir fotoğrafı vardır.
atatürk'ün bir simge olarak, türkiye'nin üstüne bir kâbus gibi çökmüş olan, türkiye'nin önünü tıkayan, türkiye'de demokratikleşmeyi imkânsız hale getiren bir işlevi vardır.
türkiye'deki totaliter ideolojinin meşruiyet kaynağıdır. bunun kırılması gerekir.