sevan nişanyan
uhud savaşında sayıca üstün olan mekkelilerin müslümanları yeneceğine kesin nazarıyla bakılır. bu yüzden medine yahudilerinden beni nadir aşireti, müslümanların yenilgisi halinde başına geleceklerden korkarak, kararsız kalır. müslümanların beklenmedik zaferinden sonra toplanan mecliste beni nadir yargılanır. muhammed'in idam kararı vermesi beklenirken beni nadir'in koruyucusu (velisi) olan beni hazrec aşireti ileri gelenlerinin önerisiyle beni nadir tehcir edilir. malları müsadere edilir.
bir süre sonra beni nadir liderlerinden hüyeyy b. ahtab ve kinane b. el-rabi mekkelilerle temas kurarak onları medine'ye saldırmaya teşvik ederler. ayrıca doğudaki ğatafan aşiretini de mekkelilerle beraber savaşmaya ikna ederler. medine'deki diğer büyük yahudi aşireti olan beni kureyza lideri kâ'b b. esed muhammed'le ittifakını bozmama taraftarıdır. kapısına gelen hüyeyy'i hakaretle kovar. ancak hüyeyy ısrar eder, kureyşlilerin muhammed'i yeneceklerinin kesin olduğunu, bu durumdan beni kureyza'nın zarar göreceğini savunur. k'ab lanet okuyarak hüyeyy'e kapısını açar. uzun süre direndikten sonra muhammed'le (iddiaya göre yazılı belgeye dayanan) ittifakını bozar. mekkeliler ile ğatafanlılar medine'yi kuşatır. muhammed, iranlı kölesi selman'ın tavsiyesiyle kentin etrafına bir hendek kazdırır. 27 gün süren kuşatmada müslümanlardan altı ve karşı taraftan üç kişi ölür. kuşatma esnasında muhammed adamlar göndererek müttefikler arasına nifak tohumları eker.
kureyza aşireti, mekkelilerin kuşatmayı sonuçlandırmadan çekileceğinden korkmaktadır. müslümanlarla baş başa kaldıklarında başlarına geleceği bildiklerinden, adım atmak istemezler. ebu sufyan komutasındaki mekkeliler, yahudilerin savaşacağına güvenmezler, kureyza ileri gelenlerinden bazı kişileri rehin almadıkça kesin saldırıya girişmek istemezler. ğatafanlılar yahudilerin muhammed'le anlaşacağından ve mekkelilerin çekilip kendilerini muhammed'e karşı yalnız bırakacağından kuşkulanırlar. ittifak dağılır.
kuşatmanın kalktığı gün cebrail altın sırmalı bir sarık giymiş ve ipek örtülü bir katıra binmiş olarak zuhur eder. "silahları bıraktın mı ya rasulallah?" diye sorar. muhammed evet der. cebrail, "melekler henüz silahlarını bırakmadı. allah sana beni kureyza'ya saldırmanı emrediyor. ben de orada olacağım." diye cevap verir. muhammed tellal çıkararak, beni kureyza arazisinde toplanmadan kimsenin namaz kılmamasını emreder. kendisi de kureyza surlarının yanına gelerek "ey maymun soylular! allah sizi lanetledi ve intikamımı üzerinize saldı." diye seslenir. yahudiler cevaben ona hakaret ederler. aişe'nin anlatımına göre cebrail "melekler silahlarını bırakmadı, git ve onlarla savaş" der. muhammed zırhını kuşanır. yolda rastladığı kişilere "buradan kim geçti" diye sorar. onlar da "dihye b. halife geçti" derler. dihye'ye büyük sakalı ve ipekli eğeri nedeniyle "cebrail" adı verildiğini aişe belirtir.
25 gün veya bir ay süren kuşatmadan sonra kureyza aşireti teslim olmaya karar verir. müzakere için muhammed onlara beni aws aşiretinden ebu lübâbe b. abdülmunzir'i gönderir. aws aşireti beni kureyza'nın koruyucusu (velisi) ve ebu lübabe onların dostudur. erkekler onu karşılarken yahudilerin kadın ve çocukları çığlıklar atarak etrafını sararlar ve merhamet göstermesi için yalvarırlar. "muhammed'in hakemliğini kabul edelim mi?" diye sorarlar. ebu lübabe "evet" der fakat bunu söylerken eliyle boğaz kesme işareti yapar. yapar yapmaz pişman olur. allah'a ve resulüne ihanet ettiği kaygısına kapılarak koşa koşa gider, camide kendini bir sütuna bağlatır. allah kendisini affetmedikçe oradan ayrılmayacağını bildirir. muhammed bunu duyunca güler. "bana gelseydi affederdim ama şimdi ancak allah affedebilir." der. birkaç gün sonra allah'tan gelen bir vahiyle ebu lübabe'yi affeder. (bahis konusu ayetin hangisi olduğuna dair tefsirciler arasında ittifak yoktur.)
kureyza lideri kâ'b, aşiretine hitaben konuşur. başlarına gelen beladan hüyeyy'i sorumlu tutar. üç seçenek sunar. ya topluca müslümanlığı kabul edeceklerdir. bu reddedilir. ya (masada'daki yahudiler gibi) kadınlarını ve çocuklarını öldürüp, ölünceye kadar savaşacaklardır. bu da reddedilir. ya da yahudiler için savaşmanın dinen haram sayıldığı şabat günü sürpriz bir saldırı düzenleyeceklerdir. tevrat'a göre şabat günü savaşmak yahudilerin domuza veya maymuna dönüşmesine yol açacağı için, bu seçenek de reddedilir. teslim olmaya karar verirler.
bağımsız yargı beni kureyza aws aşiretinin mevalisi olduğundan, hukuken muhammed'in yargıç olması mümkün değildir. bu nedenle aws aşiretinden sa'd b. muaz görevlendirilir. sa'd hendek savaşında yaralanmış ve yarası şişmeye başlamıştır (birkaç gün sonra ölecektir). hükmü açıklar: kureyza erkekleri öldürülecek, kadın ve çocuklar köle edilecek, malları müsadere edilecektir. muhammed "allah'ın ve resulunün yargısıyla yargıladın." diyerek onu onaylar. (yargı görevinin ölmekte olan birine aktarılması muhtemelen kan davası güdülmesini önlemeye yönelik bir tedbirdir.) nusra cephesi tesadüf mü?
resulallah karardan sonra medine'nin çarşı alanına giderek hendekler kazdırır. beni kureyza erkekleri gruplar halinde buraya getirilerek hendeklerin başında kafaları kesilir. toplam katledilen sayısı bazı kaynaklara göre 600 ila 700, bazılarına göre 800 ila 900 kişidir. idamların çoğunu ali b. ebu talib (sonradan dördüncü halife) ve zübeyr infaz ederler. komplonun lideri hüyeyy getirilir. pembe kumaştan değerli giysisini (ganimet edilmesin diye) delik deşik etmiştir. muhammed'e hitaben "sana düşmanlık ettiğim için kendimi ayıplamıyorum, çünkü allah'ın terk ettiği kişi lanetlenmiştir." der. (bu sözün anlamı açık değildir. lanetlenen kişinin hüyeyy mi muhammed mi olduğu anlaşılmaz.) sonra halkına dönerek "allah'ın emrinde haksızlık yoktur. zira israiloğulları için büyük bir katliam olacağı kitabımızda yazılıdır." der. idam edilir. (hüyeyy'in son sözleri daha sonraki islami literatürde süslenip püslenerek, yahudilerin idam kararının kendi kitaplarına uygun olarak verildiği tezine dönüşecektir.)
aişe'nin ifadesine göre idam edilenler arasında tek bir kadın vardır. "rasulallah erkekleri meydanda öldürürken kadın benim yanımdaydı, sohbet ediyor ve durmadan gülüyordu. derken bir ses adını çağırdı. 'ne var?' dedim. 'öldürecekler' dedi. 'neden' diye sordum. 'yaptığım bir şeyden ötürü' diye cevap verdi. götürüp kafasını kestiler. neşesini ve gülüşünü hayatta unutamam. öldürüleceğini biliyordu."
vakıdî'nin anlatımına göre kadının öldürülmesinin nedeni, kuşatma sırasında sur üstünden bir değirmen taşı atarak hallâd b. süveyd'in ölümüne sebep olması idi.
öldürülecekler arasında geçmişte müslümanlara iyiliği dokunmuş olan yaşlı ebu abdurrahman el-zebîr vardır. müslümanlardan sabit b. kays rasulallah'tan rica ederek yaşlı adamın canını bağışlatır. ebu abdurrahman "karım ve çocuklarım olmadan hayatın ne anlamı var?" diye sorar. onlar da bağışlanır. "malım ve servetim olmadan nasıl yaşayabilirim?" der. malına dokunulmayacağına söz verirler. "aslanlar aslanı, güzel adam kâ'b b. esed ne olacak?" diye sorar. öldürüldüğünü söylerler. aşiretinin akıbetini sorar, hepsinin idam edildiğini anlatırlar. "o zaman bana bir iyilik yapıp beni de öldürün." der. "akrabalarım olmadan yaşamanın faydası yok, öbür dünyada onlara kavuşmak için sabırsızlanıyorum." ebubekir bu sözleri duyduğunda "akrabalarıyla cehennemde buluşacak, orada sonsuz azap görecek" diye konuşur.
idamlar sona erdikten sonra rasulallah beni kureyza'nın mallarını, kadınlarını ve çocuklarını müminler arasında pay eder. beşte bir (kamu payı) çıkarıldıktan sonra geri kalandan süvarilere üçer pay, piyadelere birer pay verilir. bu savaş esnasında müslümanların otuz altı atlısı vardır. onların hakkı, bir pay ata, iki pay sürücüsüne olmak üzere üç pay olarak hesaplanır. ganimetin beşte birinin (muhammed'e) ayrılması kuralı ilk kez bu olayda uygulanır ve daha sonra gelenek (sünnet) olarak benimsenir.
rasulallah köle kadın ve çocukların bir kısmını sa'd b. zeyd ile orta arabistan'daki necd'e göndererek, karşılığında at ve silah satın alır. esir alınan kadınlardan reyhane bt. amr'ı kendine ayırır. cariye edindiği bu kadın, muhammed'in ölümünde hâlâ onun kölesidir. muhammed ona kendisiyle nikâhlanmasını ve hicaba girmesini teklif ederse de reyhane "ya rasulallah, senin kölen kalayım, böylesi senin için de benim için de daha kolay" diyerek reddeder. islamiyeti kabul etmeyerek yahudi dininde ısrar eder. bundan ötürü muhammed onu nikâhına almaz, fakat canı sıkılır. kimi anlatımlara göre daha sonra reyhane müslümanlığı kabul ederek muhammed'i sevindirir. ancak bu anlatımla, muhammed'in ölümünde reyhane'nin hâlâ köle olduğu bilgisi çelişir.