sevan nişanyan
kutsallarla her zaman için problemli bir ilişkim olmuştur.
dinî mantığı sonuna kadar götürürsen mutlak bir kayıtsızlığa, duyarsızlığa hatta ahlaksızlığa varırsın. allah elbet bilir ne yaptığını, ben ne diye düşüneyim? değil mi?
insanları kendilerinde gözü dönmüş bir sevgiyle bağlamanın sırrına sahipler. o sırrın özü ise, yanılmıyorsam, kırık ve yoksul ve kaybolmuş insanlara, gerçekte olağanüstü kıymetli oldukları mesajını vermektir. muhammed'in de yaptığı budur, isa'nın da, bhagwan'ın da, adnan oktar'ın da.
olağanüstü sevgi, olağanüstü iktidar doğurur. olağanüstü iktidar, gerçek dünyada, ancak gerçek ve potansiyel düşmanları ezerek korunabilir. dolayısıyla her aziz, kaçınılmaz ve karşı konulmaz bir mantıkla, nihayetinde cinayetin, paranın ve evet seksin batağına batar. üzgünüm, muhammed'in farklı olduğunu düşündürecek en ufak bir belirti göremiyorum. arabistan'ı "sevgi ve dostluk" gücüyle mi fethetti? bu iş için kaç para harcadı ve o parayı nereden buldu? kaç eşi vardı ve eşlerinin ortalama yaşı adnan oktar'ın çevresindekilerden çok mu farklıydı?
evet, tüm azizler, gözü dönmüş bir sevgi kadar, onunla eş ölçüde, gözü dönmüş nefret de üretirler.
dine karşı argüman ileri sürmek boşa kürek çekmektir. hiç kimseye ve hiçbir şeye faydası yoktur. kimseyi ikna edemezsin. birkaç kişiyi ikna etsen de ilk fırsatta zalime dönüşürler.
dinin esas işlevi, zincirinden boşanmış cehaleti ve safsatayı dile getirmeye ruhsat vermesi olabilir mi acaba? normalde adam hicap edecek, susacak. ama din gazını aldı mı tutabilene aşk olsun! din mevzubahis olunca aklın, ilmin, sağduyunun kıymeti yok. sokaktaki meczup, aynştayn'dan daha kıymetli.
ahlak ve vicdan insanın doğasında olan bir şeydir. dünyada bin çeşit farklı inanç sistemine mensup olan insanlar arasında, ahlak ve vicdan bakımından herhangi bir fark gözlemlenmiş değil. ayrıca tanrıya ve dine inanmayanların, inananlara oranla daha az ahlaklı veya suça daha meyilli olduğuna dair en ufak bir belirti yok. tam tersi muhtemelen daha doğrudur; yani ortalama ateist, muhtemelen ortalama dindardan daha erdemli ve vicdanlıdır.
ceza korkusuyla günahtan kaçınan insan içten pazarlıklıdır, iki yüzlüdür. kalbinin sesi farklı, çıkarının veya korkularının dikte ettiği farklıdır. esas öylelerinden korkmak lazım. günahtan kaçınmak için, kendi iç sesinden başka hiçbir sese kulak vermemelisin. önemli olan o sesin temiz gelmesidir. o ses gür ve temiz geliyorsa, istersen adına allah de, zeus de, ne dersen de, bana uyar.
başkasının bulduğuyla beslenen en kötüsüdür. tarihteki bütün kötülükleri onlar yapmıştır. onun için "aradım ve buldum" diyen adamı derhal ve törenle çarmıha gereceksin. kendi zararsız olabilir belki ama müritleri şeytanın yeryüzündeki temsilcisi olacaktır.
din adına ne garip şeyler yapıyor insanlar, düşünseniz. tanrı zeus'u memnun etmek için erkek çocuklarının pipisinin ucunu kesenler bile var, bazı ilkel kültürlerde.