hegel: hürriyet, zaruretin şuuruna varmaktır.
william blake: hakikati söyle, bırak alçak senden uzaklaşsın.
vico: halkın sırtına bindiği için büyük görünür başbuğlar.
blanqui: kılıcı olanın ekmeği olur.
durkheim: eğer insanlığın ıstırabını dindirmeyecek, toplumun işine yaramayacaksa, sosyoloji bir saatlik zahmete değmez.
michelet: tarih kaderle hürriyet, maddeyle zekâ, insanla tabiat arasındaki savaştır.
andre gide: büyük dediğimiz kitaplar, klasik dediğimiz kitaplar, herkesin kendini okumuş farz ettiği, fakat kapağını dahi açmadığı kitaplardır.
montesquieu: tımarhanedekiler, dışardakiler kendilerini akıllı sansın diye içeri tıkılmış bedbahtlardır.
sighele: hapishaneler dışardakiler kendini namuslu sansın diye yapılmıştır.
napoleon: bir memlekette hem fakir hem zengin varsa o ülkede mutlaka bir din de olmalıdır."
jonathan swift: meyhane, çılgınlığın şişe ile satıldığı yerdir.
emerson: eğer kainat mahvolsa yalnız eflatun'un 'devlet'iyle yeni bir medeniyet kurabilirdik.
cenap şahabettin: yerinde sayanlar, yürüyenlerden çok patırtı eder.
sadi şirazi: dünyanın bütün toprakları bir damla kan dökülmesine değmez.
rabelais: tanıdığım en dürüst hakim, zar atarak idam veya beraata karar verirdi.
via cemil meriç