cemil meriç
hayır, severek evlenmedim. hayatımı bir zebani ile birleştirecek kadar yalnızdım. yalnız ve yabancı. bir kadın ilk defa olarak adımı taşımaya razı oluyordu. bir kurtuluştu bu, paryalıktan kurtuluş, cehennemden kurtuluş. ve bilmediğimiz ülkelere yelken açan bir gemiye atlar gibi el ele hayata atladık. ben seni tanıdıktan sonra yaşamaya başladım. korkuyorum. bunları söylemekten korkuyorum. yirmi iki sene gelişen, kökleşen bir sevgi bu. bir sevgi ve bir hayranlık. hayat, hayatımız daima güzel miydi? hayır. ama mevsimleri vardı, mevsimleri var. vatanımsın benim. kokladığım havasın, içtiğim su. ben şımarık ve yaramaz bir çocuk oldum zaman zaman. sen hep aynı kalmasını bildin.
yuvarlanmamak için bir dikene tutunmak. ve unutmak asıl acıyı. uçurumu unutmaya çalışmak. şuurun kendini koruması bu. hep başkalarında yaşamak, başkalarının yarınını, bugününü, dününü kendine dert etmek. diş ağrısını geçirmek için tabanını dağlamak. zindanının penceresinden geçen trenlerin davetini duymak. ve zindanının dışındakilere, hadi binin trene diye haykırmak. olanla yetineceksin. goril yıldızları merak etmese "ptekantropus erektus" hil'atini giyemezdi. amip olanla yetinir. insan fetihtir, isyandır. goril başını kaldırdığı için insan oldu. dört ayaklıyı kainatın efendisi yapan bu dikiliş. hazır oyuncaktan hoşlanmaz bu çocuk. cinlerini de, tanrılarını da kendisi yaratır. kah bir masal denizinde süzülen bir yelkenlidir, kah..