cemil meriç
ben ışık arayan, aydınlanmak ve aydınlatmak isteyen bir insanım. politikanın kurtarıcılığına inanmıyorum.
hayatın dört yol ağzındasın delikanlı! ve şehzadelerin karşısında yollar üçe ayrıldı. bu yolların yalnız biri mutluluğa gider. sarp, dikenli, gösterişsiz bir yol. ama uçuruma açılmayan, yalnız o. seninle yeniden dünyaya geldim. sende yaşamak istiyorum. sende veya sizde.
ben ezeli bir mağdurum, coğrafi kader, siyasi kader, biyolojik kader. başka bir ülkede doğmalıydım, başka bir ülkede veya başka bir çağda, en iyisi hiç doğmamalıydım. anlaşılmadım, anlaşılmadım, anlaşılmadım. hayatım bir bozgunlar silsilesi. hiçbir kavgam zaferle taçlanmadı. ben ezeli bir mağlubum. ama tarihi yaratan bu mağluplar, bir ülkeyi onlar ebedileştirir. sen, tek mükafatım benim. bensiz çektiğin her acı ihanetlerin en kepazesidir. sevenler arasında her ketumiyet ihanettir. ruhunu bir dağla çevrelemektir. küfür, hakaret, hezeyan. hepsi güzel, ekmek gibi bölüşülüyorsa. samimiyet bütün buzları eritir, saklanmak artık sevişmemektir.
ve günler uzaktan geçen yelkenliler. onları şiire kalbetmiyorum. ve günler boşuna şarkı söylüyor, boşuna gülümsüyor, boşuna ağlıyor. çığlıkları, adem ummanının dalgaları içinde kaybolan birer martı sesi. yaşamıyorum ve yaratmıyorum. yaşamak yaratmaktır.
benim hiçbir mektubum sahibini bulamamıştır.
okumak istediğim kitaplardan pek azını okuyabildim. tanışmak istediğim kadınlardan hiçbirini tanıyamadım. görmek istediğim şehirlerden yalnız istanbul'u görebildim.
zaafım da, gücüm de şuradan geliyor: gündelik tutkulardan uzağım.