karen armstrong
anselmus: inancınız olmadıkça anlamayacaksınız.
norman cohn: her akıllı yaratık kendi doğal kutsanmışlığı içindedir.
petrarca: kaç kez kendi sefaletim ve ölümüm üstüne düşündüm. nasıl gözyaşı selleriyle ağlamadan konuşabilmek için lekelerimi yıkamaya çalıştım ama şu ana kadar hepsi boş çıktı. tanrı gerçekten de en iyisidir, ben en kötüsüyüm.
gershom scholem: her insan, hepsi kendinin olan bir dünyanın kurtarıcısıdır. yalnızca ne görmeliyse onu görür ve yalnızca kişisel olarak ne hissetmesi gerekiyorsa onu hisseder.
dostoyevski: kendimi yaşlanmış bir çocuk olarak görüyorum, inançsızlık ve kuşkunun çocuğu. ölene kadar da böyle kalacağım herhalde, hayır bunu biliyorum. inanma özlemiyle çok işkence çektim ve gerçekten şimdi de çekiyorum; ikna edici entelektüel zorluklar önüme çıktıkça bu özlem daha da büyüyor.
richard s. westfall: insanoğlunun boş inançlara düşkün ateşli yönü, din konularında her zaman gizemleri sevmek ve o yüzden en az anladığından en çok hoşlanmak olmuştur.
albert einstein mistikliğin "tüm sahici sanat ve bilimin en yaygını" olduğunu öne sürmüştür: "bizim için ulaşılmaz olan gerçekliğin gerçekten var olduğunu, kendisini bize en yüce bilgelikte ve en ışınlı güzellikte gösterdiğini, bizim kaba yeteneklerimizle bunun ancak en ilkel biçimleriyle anlayabildiğimizi bilmek, bu bilgi, bu duygu bütün sahici dindarlığın özüdür. bu anlamda ve yalnızca bu anlamda, ben de dindar insanlar arasında yerimi alıyorum."
aristoteles'in dediği gibi, "öyle şeyler vardır ki onların görülmemeleri görülmelerinden iyidir."