mayakovski
"belki zamanla yaşlandım; ama sevmeye başladım her şeyi olduğu gibi.
görülmemiş biçimde bezginim kendimden. nereye gidebilir insan; kendinden kaçamaz ki..
volodya amca, bütün dünyada birini sevmiyorum. sanırım buna gücüm yetmiyor. ama sen, sen mutlusun. senin için böyle bir sevecenlik duyuyorum. değilse her şey dilsiz ve ölüm. ne iyi olurdu insan bir an duymak ve öğrenmek gücünü yitirebilseydi. örneğin uyur gibi. ne denli iyi olurdu!
çoğu kez inanmışımdır; insan büsbütün açık yürekle yazmamalı. kimi zaman gülünç duruma düşülür, bundan başka, belki de inanılmaz. ama gerçek, hiçbir zaman bir tek ufacık sözcük yazmadım sana, ne yazdığımı iyice denetlemeden önce. yalnız şu var ki, insan her zaman doğru sözcüğü bulamıyor.
her şeyde korkunç bir şanssızlığım var. neye el uzatsam, elimden düşüp gidiyor her şey. hiçbir şeye istek duymuyorum. bu gerçek volodya, her şeyden usandım. hiçbir şey bulamıyorum. çok da çirkinleştim ve aynaya bile bakmayı göze alamıyorum." (elsa)
mayakovski: güzellik nedir biliyor musunuz? onun, boş bir bahçeye bakan ak bir sütuna yaslanmış gül yanaklı bir kız olduğuna inanırsınız. güzellik, bilimin ellerinde bir mikroskoptur. orda milyonlarca ufacık basil, aptallar özümler.
şiirim ulaşacak size
ama değil ozansı başıboşlukla
değil bir ok gibi
lirin aşk sertliğinin
ve değil küflenmiş bir beş kopek
para babalarına
ya da sönen yıldızların ışığı gibi (mayakovski)
lili brik: aşk benim için her şey midir? her şey; ama başka biçimde. aşk bir yaşamdır. bu işte en önemlisi. şiir, iş, kısacık her şey buna bağlı. aşk her şeyin kalbi. bu kalp ölünce her şey ölüpgider, anlamsızlaşır. ama yürek çalışırsa, her şey üzerine konuşulabilir. yüreğimin çalışmasından yoksun kalırsam ölürüm.
kin duyuyorum
her çeşit ölü etine
ama tapıyorum
yaşam olan her şeye (mayakovski)
nazım hikmet: ben mayakovski'yi şahsen tanıdım. bir kere, bir yılbaşı gecesi, bir şairin evindeki toplantıda kendisine takdim edildim. sonra şiir okurken de dinledim; fakat hala en az tanıdığım şair odur. sonra tersine, üstadı bize tercüme etselerdi aramızda ne kadar az benzerlik olduğu o zaman meydana çıkardı. kısaca söyleyeyim: üstat, bir çeşit müstezatlı aruzla yazar; bendeniz böyle müstezatlı bir ölçü kullanmam. üstatta kafiye meselesi, edindiğim, edinebildiğim bilgiye göre ön planda geliyor. bendeniz ise bunu ancak gerektiği zaman bir unsur olarak kullanırım.
topraktan
ateşten
ve denizden
doğanların
en mükemmeli doğacak bizden (nazım hikmet)
lilya brik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
lilya brik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
24.09.2014
7.04.2014
veda
mayakovski
herkese söylüyorum, ölümümden dolayı kimseyi suçlamayın. rica ediyorum, dedikodu da yapmayın. şu anda ölü olan bu kişi, ondan nefret ederdi. anneciğim, kız kardeşlerim, dostlarım bağışlayın beni: bu bir yol değil (hiç kimseye de önermiyorum); ama başka çarem kalmamıştı. lili, beni sev. yoldaşım hükümet, ailem: lili brik, annem, kız kardeşlerim ve veronica vittoldovna pollonskaya. onlara, onları yaşatabilecek olanakları sağlarsan müteşekkir kalırım. başlamış olduğum şiirleri brik'lere ver. orada bir araya gelecek hepsi. hani denir ya, "olay kapandı." aşkın kayığı günlük yaşama çarpıp parçalandı. yaşamla ödeştik. artık bir yararı yok acıları, mutsuzlukları, karşılıklı hataları deşip durmanın. mutlu olsun! (14 nisan 1930)
herkese söylüyorum, ölümümden dolayı kimseyi suçlamayın. rica ediyorum, dedikodu da yapmayın. şu anda ölü olan bu kişi, ondan nefret ederdi. anneciğim, kız kardeşlerim, dostlarım bağışlayın beni: bu bir yol değil (hiç kimseye de önermiyorum); ama başka çarem kalmamıştı. lili, beni sev. yoldaşım hükümet, ailem: lili brik, annem, kız kardeşlerim ve veronica vittoldovna pollonskaya. onlara, onları yaşatabilecek olanakları sağlarsan müteşekkir kalırım. başlamış olduğum şiirleri brik'lere ver. orada bir araya gelecek hepsi. hani denir ya, "olay kapandı." aşkın kayığı günlük yaşama çarpıp parçalandı. yaşamla ödeştik. artık bir yararı yok acıları, mutsuzlukları, karşılıklı hataları deşip durmanın. mutlu olsun! (14 nisan 1930)
6.01.2014
lili brik'e mektuplar
mayakovski
lilek,
görüyorum ki kararın kesin. ısrarımın sana acı verdiğini biliyorum. yalnız, lilik, bugün başıma gelen öylesine korkunç ki, şu küçük saman çöpüne, yani mektuba sarılmadan edemeyeceğim. şimdiye dek böyle acı çekmemiştim; gerçekten iyice büyümüşüm besbelli. önceleri beni kovduğun zaman rastlantılara güvenirdim. şimdiyse kendimi yaşamdan bütünüyle kopmuş hissediyor, bundan böyle hiçbir şey olmayacakmış gibi bir duyguya kapılıyorum. sensiz yaşamanın anlamı yok. bunu sana öteden beri söylemiş, kendim de adım gibi bilmişimdir. şimdiyse duyuyor, bütün varlığımla hissediyorum. zevkle düşündüğüm her şey ama her şey değerini yitirdi, midemi bulandırmakta. gözdağı vermiyor, bağışlayasın diye yalvarmıyorum. kendime zarar verecek hiçbir şeye girişmeyeceğim. anamla liuda için müthiş korkuyorum çünkü. bu da duygusal olgunluğumu gösteren başka bir kanıt. sana söz falan veremem. hiçbir söze inanmayacağını bilirim. seni üzmeden buluşmamızın, barışmamızın yolu olmadığını da biliyorum. buna rağmen, sana yazmadan, bütün bunlardan ötürü beni bağışlamanı istemeden edemiyorum. kararını acılar içinde binbir güçlükle verdinse, son bir denemeye girişmek istersen, beni bağışlar, karşılık verirsin. karşılık vermesen de, biricik düşüncem sensin. seni tıpkı 7 yıl önceki gibi seviyorum. dileğin, buyruğun neyse hemen, seve seve yerine getireceğim. sevdiğini bilen, ayrılığa da kendisinin yol açtığının farkında olan için ne korkunç şey ayrılmak!
kahvede bir masaya çökmüş, ağlayıp sızlıyorum. hizmetle görevli kızlar benimle eğleniyor. bundan sonra yaşamımın hep böyle olacağını düşünmek ürperti verici. senden değil, kendimden söz ediyorum ve şu anda senin alabildiğine dingin olduğunu, her saniye benden uzaklaştığını, birkaç saniye sonra büsbütün unutulup gideceğimi düşünmek ne korkunç! bu mektup sende acı ve tiksintiden başka bir şey uyandırırsa, tanrı aşkına karşılık ver, hemen yaz, şimdi eve koşup bekleyeceğim. yoksa, ne korkunç, ne müthiş bir yıkım!
öperim.
bütünüyle senin olan ben.
saat 10 şimdi; 11'e dek karşılık vermezsen, beklemenin gereksiz olduğunu anlayacağım.
lilek,
görüyorum ki kararın kesin. ısrarımın sana acı verdiğini biliyorum. yalnız, lilik, bugün başıma gelen öylesine korkunç ki, şu küçük saman çöpüne, yani mektuba sarılmadan edemeyeceğim. şimdiye dek böyle acı çekmemiştim; gerçekten iyice büyümüşüm besbelli. önceleri beni kovduğun zaman rastlantılara güvenirdim. şimdiyse kendimi yaşamdan bütünüyle kopmuş hissediyor, bundan böyle hiçbir şey olmayacakmış gibi bir duyguya kapılıyorum. sensiz yaşamanın anlamı yok. bunu sana öteden beri söylemiş, kendim de adım gibi bilmişimdir. şimdiyse duyuyor, bütün varlığımla hissediyorum. zevkle düşündüğüm her şey ama her şey değerini yitirdi, midemi bulandırmakta. gözdağı vermiyor, bağışlayasın diye yalvarmıyorum. kendime zarar verecek hiçbir şeye girişmeyeceğim. anamla liuda için müthiş korkuyorum çünkü. bu da duygusal olgunluğumu gösteren başka bir kanıt. sana söz falan veremem. hiçbir söze inanmayacağını bilirim. seni üzmeden buluşmamızın, barışmamızın yolu olmadığını da biliyorum. buna rağmen, sana yazmadan, bütün bunlardan ötürü beni bağışlamanı istemeden edemiyorum. kararını acılar içinde binbir güçlükle verdinse, son bir denemeye girişmek istersen, beni bağışlar, karşılık verirsin. karşılık vermesen de, biricik düşüncem sensin. seni tıpkı 7 yıl önceki gibi seviyorum. dileğin, buyruğun neyse hemen, seve seve yerine getireceğim. sevdiğini bilen, ayrılığa da kendisinin yol açtığının farkında olan için ne korkunç şey ayrılmak!
kahvede bir masaya çökmüş, ağlayıp sızlıyorum. hizmetle görevli kızlar benimle eğleniyor. bundan sonra yaşamımın hep böyle olacağını düşünmek ürperti verici. senden değil, kendimden söz ediyorum ve şu anda senin alabildiğine dingin olduğunu, her saniye benden uzaklaştığını, birkaç saniye sonra büsbütün unutulup gideceğimi düşünmek ne korkunç! bu mektup sende acı ve tiksintiden başka bir şey uyandırırsa, tanrı aşkına karşılık ver, hemen yaz, şimdi eve koşup bekleyeceğim. yoksa, ne korkunç, ne müthiş bir yıkım!
öperim.
bütünüyle senin olan ben.
saat 10 şimdi; 11'e dek karşılık vermezsen, beklemenin gereksiz olduğunu anlayacağım.